
Ege Üniversitesi(EÜ), Türk Dünyası ile İlişkiler ve Orhun Koordinatörlüğü tarafından “Türk Dünyasının Dünü, Bugünü ve Geleceği” semineri düzenlendi. EÜ Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Konferans Salonu’nda gerçekleşen seminere, Azerbaycan Diller Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Merkezi Başkanı Celal İbrahimov konuşmacı olarak katıldı. Etkinliğe; EÜ Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Abdullah Temizkan, Türk Dünyası İle İlişkiler ve Orhun Koordinatörlüğü Koordinatör Yardımcısı Öğr. Gör. Kenan Doğan, akademisyenler, öğrenciler katıldı.
Seminerde, Azerbaycan Diller Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Merkezi Başkanı Celal İbrahimov, Türk Dünyasının tarihsel sürecini, güncel konumunu ve geleceğe yönelik vizyonunu kapsamlı bir şekilde ele aldı. Türk devletleri arasındaki kültürel, ekonomik ve siyasi ilişkilerin geçmişten günümüze seyrini değerlendirdi. Konuşmasında, Türk Dünyasının karşı karşıya olduğu meydan okumaların yanı sıra, iş birliği potansiyellerini ve ortak geleceğe yönelik stratejik hedefleri irdeledi. İbrahimov’un sunumunda, Türk Dünyasının demografik yapısı, dil birliği, tarihsel bağlar ve bölgesel entegrasyon çabaları gibi konular da ele alındı.
“Türk Dünyası olarak birlikte hareket etmeliyiz”
Türk Dünyasının kendi değerlerinden aldığı güçle hareket etmesi gerektiğini söyleyen TDAE Müdürü Prof. Dr. Abdullah Temizkan, “Türk Dünyasının geleceği olan değerli gençlerimiz, İsmail Gaspıralı’nın ‘dilde, fikirde, işte birlik’ şiarını kendinize rehber edinmeli. Bilgi ve medeniyetin temeli olan dil birliğini sağlayarak, evrensel sorunlara kendi köklerimizden beslenen fikirlerle çözümler üretmeliyiz. Bir ayağımızı kendi kültürümüze sabitleyip diğer ayağımızla dünyayı kucaklayan bir pergel misali, Batı medeniyetinin kendi köklerine inerek yükseldiği gibi, biz de kendi değerlerimizden aldığımız güçle hareket etmeliyiz. Unutmayın ki ‘taş yerinde ağırdır’ ve tek başına yol almak yerine, ‘kuşlar alayıyla uçar’ misali, Kırgızistan’dan Kazakistan’a tüm Türk Dünyası olarak birlikte hareket ettiğimizde aşamayacağımız hiçbir engel yoktur” dedi.
“Dilde, fikirde, işte birlik ilkesini yaşatmalı”
Azerbaycan Diller Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Başkanı Celal İbrahımov, “Türk Dünyası’na olan bağlılığım, henüz 17 yaşındayken, 1994’te İzmir’de katıldığım bir kurultayda Doğu Türkistanlı Uygur kardeşlerimizin seslerini duyurabilmeleri için onlara destek olmamla başladı. O gün anladım ki, bağımsız Türk devletleri olarak en zor anlarda birbirimize yardım etmeliyiz. Bugün ‘Türk Dünyası’ dediğimizde, sadece bir coğrafyadan değil; geçmişi, bugünü ve geleceği olan büyük bir medeniyetten bahsediyoruz. Bu birlikteliğin en parlak nişanesi ise, sadece Azerbaycan’ın değil, bütün Türk devletlerinin zaferi olan Karabağ zaferidir. Çünkü bu zafer, Türkiye ile Türkistan’ı birleştiren yolun üzerindeki engelleri kaldırmış, bizleri birbirimize daha da yakınlaştırmıştır. Bu birlikteliği kalıcı ve daha güçlü kılmak için önümüzde önemli görevler bulunmaktadır. Gaspıralı İsmail’in ‘dilde, fikirde, işte birlik’ ilkesinden hareketle, ortak alfabenin ardından artık ortak bir iletişim diline odaklanmalıyız. Uluslararası toplantılarda yabancı diller yerine, zaten hepimizin anladığı Türkiye Türkçesini ortak dil olarak kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Bunun yanı sıra, ortak kültür hazinemizi zenginleştirmek için Türk Devletleri Teşkilatı’nın öncülüğünde özel araştırma ekipleri kurulmalıdır. Bu ekipler, tıpkı Kaşgarlı Mahmut’un asırlar önce yaptığı gibi, Hakasya’dan Yakutistan’a, Kazakistan’ın köylerine kadar giderek kaybolmaya yüz tutmuş kelimelerimizi ve geleneklerimizi kayıt altına almalıdır. Unutmayalım ki, atalarımızın kurduğu son güçlü kale olan ‘Türk Birliği’ etrafında birleşirsek, dünya var oldukça biz de varlığımızı koruyabiliriz” dedi.
“Gençler, üst medeniyeti elinde tutmanın yolunu bilmeliler”
Yazılmış eserlerden alınacak mesajların olduğunu söyleyen Celal İbrahımov, “Üst medeniyet, millî değerler üzerinde gelişmelidir. Türkler üretmeli, araştırmalı ve geliştirmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk Dünyasını, dünya var oldukça koruyabilsinler. Gençlerimizin üst medeniyeti elinde tutabilmeleri için bilgili, ahlaklı, edepli ve eğitimli olmalılar. Aynı zamanda ilimi, bilimi ve fen bilimlerini iyi öğrenmeliler. Bu noktada önemli olan, bizim varoluş yolumuzda Orhun-Yenisey Abideleri’nin, Kutadgu Bilig’in ve Dîvânu Lugâti’t-Türk’ün Türk milletine verdiği mesajları çok iyi algılamamız gerekiyor. Gerek ifade gücü ve dilimizi ileri taşıma, gerekse tüm alanlarda rekabet edebilme ve birlik olma açısından bu eserlerin önemi büyüktür. Aynı zamanda, yönetiminde çalışanların da bu yapıtlardan alacağı çok mühim mesajlar vardır” diye konuştu
“Türk Dünyasına bütünsel bir bakış açısı kazandırılmalı”
Türk Dünyası İle İlişkiler ve Orhun Koordinatörlüğü Koordinatör Yardımcısı Öğr. Gör. Kenan Doğan, “ Üniversitemizin liderliğinde yürütülen ve son iki yılda büyük bir ivme kazanarak; geçtiğimiz yıl 80, bu yıl ise 100’ü aşkın öğrenci ve öğretim görevlisini buluşturan Orhun Programı, bizim için sadece bir öğrenci değişimi projesi değil, tarihi süreçte ayrı düşmüş ancak aynı kökten beslenen bizleri yeniden birleştiren bir medeniyet iddiasıdır. Bu vizyon doğrultusunda, etkileşimi artırmak ve Türk Dünyasına bütünsel bir bakış açısı kazandırmak amacıyla düzenlediğimiz bu anlamlı buluşmada, bugün Azerbaycan’dan gelen çok değerli bir dostumuzun gözünden Türk Dünyası’nın dününü, bugününü ve geleceğini dinledik. Kendisine davetimizi kabul ettiği için çok teşekkür ediyorum” dedi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı